On my first day in Trabzon, I visited the fish shops in the bazaar. While filming a fish sale in a fish shop, the vendor behind the counter cut up a large fish to prepare for the customer. The moment the vendor cut the fish into pieces, I was startled to see blood and internal organs scattered on the cutting board.

Most of our encounters with fish are outside their natural habitats. Like many of us, I only encountered fish in the aquarium or kitchen. Fish are, by nature, animals that we find challenging to relate to.

Maybe that's why the blood flowing from the fish's body surprised me. At this moment, I was forced to confront my own biases.

Trabzon'a gittiğim ilk gün, balıkçılarla iletişim kurmak ve çekim noktalarını belirlemek için çarşıdaki balıkçıları ziyaret ettim. Bir balıkçıda balık satışını çekerken, tezgahın arkasındaki satıcı büyük bir balığı kesip müşteriye hazırlıyordu. Balığın parçalara ayrıldığı anda kesme tahtasının üzerine saçılmış kan ve iç organları görünce hem şaşırdım hem de irkildim.

Balıklarla karşılaşmalarımızın çoğu doğal ortamlarında olmamıştır. Birçoğumuz gibi ben de balıklarla ya akvaryumda ya da mutfakta karşılaştım. Küçükken, evde balık pişirileceği zaman, mutfak tezgahının üzerindeki bir kapta "temizlenmiş" ve pişirilmeye hazır halde durduklarını hatırlıyorum. Balıklar doğaları gereği ilişki kurmakta zorlandığımız hayvanlardır.

Belki de bu yüzden balığın vücudundan akan kan beni etkiledi ve kendimle bir yüzleşme yaşadım.